Prof Dr Sait Gönen
Muayenehane: Prof. Dr. Sait Gönen Tedavi Merkezi
Adres : Vali Konağı Cad. No:102 Gümüş Apartmanı Daire:2 Şişli-İstanbul
Telefon : +90 212 912 20 55 Randevu için: +90 553 057 64 66
GSM : +90 532 374 29 25
Sosyal Medya Hesaplarımız
facebook twitter instagram
 
DİYABET İLE DİĞER HASTALIKLAR
 

 Diyabet vücutta tüm dokuları ve organları etkileyebilen, tahrip edici bir hastalık olup başlıca hasarı damar sistemi üzerinde oluşturur. Küçük damarları etkileyerek göz, böbrek ve sinir sistemine zarar verirken (mikroanjiyopati), büyük damarları tahrip ederek kalp ve damar hastalıklarına (makroanjiyopati) yol açar. Diyabetlilerde ölümlerin %70-80’i kalp ve damar hastalıkları sebebiyledir.
            Kalp Hastalıkları
Diyabetin yol açtığı kalbi besleyen koroner damarlardaki hasarlar en çok ölüme yol açan sebeplerin başında gelmektedir. Diyabet hastalarında bu gibi durumlar 2-4 kat daha fazla gerçekleşmektedir. Bu hastalık kalbin damarlarını etkileyerek; yürürken, merdiven çıkarken, nefes darlığı, göğüs ağrısına neden olmaktadır. Kalpte enfarktüs yani kalbi besleyen atardamarın tıkanması sonucu gelişen doku ölümü, kalp krizi ve kalp yetmezliği bunlara örnek verilebilir.
            Damar Hastalıkları
            40’lı yaşlarda ortaya çıkan diyabette, büyük damar bozuklukları daha sık görülmektedir. Buradaki büyük damar hastalığı; ateroskleroz yani damar sertliğidir. Diyabet hastalarındaki kolestrol yüksekliği de yüksek şekerle birlikte damar sertliğinde artışa yol açmaktadır. Bu da kan basıncında yükselmeye yani hipertansiyona, beyin damarlarında kanama veya tıkanma sonucu inmeye (felç), bacak damarlarında tıkanma sonucu ayakta yaralara (diyabetik ayak), damarda daralmaya bağlı cinsel sorunlara yol açmaktadır. Damar hastalıklarına bağlı olarak ayağın kaybedilmesinin en önemli sebebini de diyabet oluşturmaktadır.
            Görme kaybı
Gözün damarlarında ve retinada bozukluklar diyabetin yol açtığı önemli problemlerdendir. Diyabete bağlı göz bozuklukları, gözdeki damarların yüksek kan şekeri nedeni ile hasar görmesi ile ortaya çıkar. Diyabet, dünyada körlüğün en önemli nedenlerinden birisidir. Körlük genellikle geç dönemde gelişse de diyabetin gözde yaptığı hasar çok önceleri başlamakta ve ancak muayenede tespit edilebilmektedir. Görme bozukluğu ortaya çıktığında ise tedavi zorlaşır. Bu sebeple diyabet hastalarında düzenli göz dibi kontrollerinin yapılması şarttır. Tip I diyabetli hastalarda tanıdan 5 yıl sonrasında başlayarak ergenlik döneminden itibaren senede bir kez göz taraması yapılmalıdır. Tip II diyabetli hastalarda ise, ilk tarama tanıda yapılmalı; eğer bir bulgu saptanmamışsa yılda bir, uzun süredir diyabetli olan hastalarda ise 3-6 ayda bir göz taraması yapılmalıdır.
            Böbrek Yetmezliği
Yıllar içinde böbreklerin küçük damarlarındaki etkilenmeye bağlı olarak ilk önce normal idrar tahlili ile saptanamayan küçük miktarda protein çıkışı ile sorun başlar; buna mikroalbuminüri denir. Böbreklerdeki bozukluk ilerlediğinde kanda üre yükselir; kan basıncı artar ve böbrek yetmezliği gelişir. Diyalizin en önemli sebepleri diyabet ve hipertansiyondur. Bu nedenle diyabet hastalarının böbrek fonksiyonlarının düzenli olarak takip edilmesi gerekmektedir. Son yıllarda, diyabet hastalarına da böbrek nakli yapılabilmektedir. Böbrek bozukluğundan korunmada kan şekerinin normal seyretmesi ve düzenli kontrol muayeneleri önemlidir.
            Sinir sistemi hastalıkları
            Çevresel sinirlerde görülen bozukluklar diyabetin erken döneminde görülebilir. İyi kontrol edilmeyen diyabete bağlı sinir dokusu bozulması sinir sistemini etkileyebilir. Buna diyabete bağlı nöropati denir. Nöropati; ellerde, ayaklarda, mide bağırsak sisteminde, idrar, dışkılama ve cinsel fonksiyonlarda, kan basıncı, kalbin çalışması ve terlemede değişiklik oluşturabilir. Bunlardan en önemlisi ayak sinirlerinde olanıdır. Ayağın dokunma, ağrı, hareket, ısı hissetme işlevleri bozulabilir. Ağrıyı hissetmede azalma, üşüme veya yanma, uyuşma, karıncalanma, iğnelenme ve ayak ağrısı ortaya çıkabilir. Ağrı ve dokunma hissinin azalması, ayak yaralanmalarındaki ağrıyı azalttığı için yaralarda enfeksiyon ortaya çıkmakta ve tedavisi güçleşmektedir. Diyabetin erken teşhisi ve etkili tedavisi bu tür komplikasyonların yaşam süresini ve kalitesini azaltmasını engellemektedir.
            Obezite
            Son dönemde obezite ve diyabet ilişkisi, birlikteliği ve yarattığı olumsuz sonuçları tanımlamak için ’’Diabesity’’ kavramı sık olarak kullanılmaktadır. Yirminci yüzyılın sonlarındaki küresel obezite salgını, son yıllarda tip 2 diyabet prevalansında ciddi bir artışa neden olmuştur. Diabesity; diyabet ve obezitenin bir arada bulunduğu adeta modern bir epidemi olarak da tanımlanabilir. Dünya genelinde 2016 verilerine göre 1,9 milyar fazla kilolu ve 650 milyon obez birey bulunmaktadır. Türkiye’de ise 540 merkezin katıldığı geniş kapsamlı epidemiyolojik TURDEP-I ve TURDEP-II çalışmalarına göre obezite prevelansı 12 yılda %22,3’ten %31,2’ye yükselirken eş zamanlı diyabet prevelansı ise %7,2’den %16,5’e çıkmıştır. İlk çalışmaya göre nüfus düzeltmesi yapıldığında diyabetin % 90, obezitenin ise % 40 oranında arttığı ortaya konmuştur.

 
<< Geri
 
 
Ana Sayfa Özgeçmiş Yayınlar Uzmanlık Alanları Basında Sait Gönen S.S.S İletişim Ders Notları
 
 
Copyright © 2023 Tüm Hakları Saklıdır. www.saitgonen.com
Designed by
SiberTutor
www.profdrsaitgonen.com